Bilimsel yöntemin anlaşılmaması sebebiyle gündemde zaman zaman yer alan bazı konularda insanların yaklaşımını gördükçe bilimden ne kadar uzağız, öneminden ne kadar bihaberiz görmek beni oldukça rahatsız ediyor. Bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir dönemde birkaç dokunuşla bilim nedir ne değildir ulaşma imkanı varken , kulaktan dolma bilgiler peşinden koşmaya meyilli milletimiz. Ben yine de kendimce bahsetmeye çalışayım. İnternette bolca açıklama olsa da belki tekrar tekrar açıklayarak söyleyerek insanların zihinlerine ulaşmayı başarırız.
Bilim ne olduğunu anlamak için nasıl bir süreç olduğunu, bilimsel yöntemi anlamalıyız. Öncelikle ‘bilim’ için TDK ne demiş bir göz atalım;
Buradan yola çıkarak şunlardan bahsedebiliriz;
Bilimsel yöntemi şema üzerinden rahatça anlayabiliriz. İşlem basamakları aşağıda görüldüğü gibi düz, değil tekrarlı ve geri dönütlü bir yoldur. Farklı şekillerde ifade edilebilmesine rağmen temelinde yöntem aynı işler. Gözlem, konu veya problemin belirlenmesinde süreci başlatır. Sonra konu seçilip konu üzerinde araştırma yapılır. Araştırma ve gözlem verilerine dayalı hipotez öne sürülür. Bu hipotez(neden sonuç ilişkisine dayalı tahmin) test edilir( deney yapılır) , test sonucu hipotezi desteklemiyorsa bir önceki basamağa geri dönülür. Testten elde edilen veriler ve araştırma verilerine dayalı yeni bir hipotez öne sürülür, testler tekrarlanır. Test sonuçları hipotezle uyumluysa artık hipotezimiz desteklenmiş olur. Tüm bu süreç belgelenir ve diğer bilim insanları da testleri deneyleri tekrarlayıp aynı sonuca ulaşılıp ulaşılamayacağını görebilir, ortaya çıkan yeni bilgiyi kendi araştırmasına kaynak veri olarak kullanabilir.
Belgelendirme aşaması en sevdiğim aşamadır. Özellikle sosyal medyada olsun, karşılıklı sohbetler olsun bir konu üzerine önem verilmesi için ‘bilimsel’ görünüm kazandırıp prim yapma çabasına şahit olduğumda ilk sorduğum sorudur. Bilginin kaynağı nedir? Bu bilimsel çalışmayı kim-kimler yürütmüş? Tabi ki bu soruların ardından , kendinden emin şekilde bahsettikleri konunun aslında gerçekliğini, bilimselliğini dikkate almadıklarını farkettiklerinde genelde bunu yediremeyen egoları da devreye girmesiyle konu farklı noktalara çekilir. Neyse konumuza dönelim.
Tamam en basit haliyle süreç bu şekilde işliyor dedik. Ortaya çıkan yeni ifadeleri nasıl tanımlıyoruz.
Teori (kuram)
Bir olgunun tekrar tekrar yapılan deney ve gözlemler sonucu , her seferinde doğrulanmış-desteklenmiş-kanıtlanmış açıklamasına teori ya da kuram denir.
Tabi halk arasında teori kelimesi olumsuzluk içeriyor: Soyut, desteksiz, kanıtsız düşünce ürünü…
Doğal olarak şu an gündemde yer alan evrim teorisinin müfredattan kaldırılması konusunda velilerin ve hatta öğretmenlerin değerlendirme sürecindeki ifadeleri ‘teori’ kelimesinin halk dilindeki haliyle kullanıldığı için yanlışlara düştüklerini gösteriyor. Ve bunun sonucunda konu inanç meselesine dönüşüyor. Evrime inanmak veya inanmamak söz konusu değildir. Evrim teorisi bilimsel bir olgudur. İtiraz etmek isteyen için yol bellidir. Yapılan araştırmalar deneyler belgelenmiştir. Açarsınız çalışmaları ve hata gördüğünüz yerlerle ilgili siz de bir çalışma yaparsınız, aksini gösteren bilimsel süreçten geçmiş bilgileri belgeleyerek sunarsınız.
Evrim teorisinde yer alan bilgiler, şu an herkesin elinde bulunan elektronik aletlerin, bindikleri arabaların, kullandıkları ilaçların vs temellerinde yer alan bilgilerin ortaya çıkmasında kullanılan yöntemle aynı süreçlerden geçerek oluşuyor. Eğer bilimsel yönteme bir itiraz varsa bu belirtilmeli ve denmeli ki doğru bilgiye ulaşmada bu yöntem sorunlu. Ama bunu sadece ( ucu inanca dokunuyor diye) bir konuda yapıp ve desteksiz , tutarsız, alelade yoksayma çabasıyla yapıp , yararına olan diğer herkonuda kabul etmek iki yüzlülükten başka ne olabilir? Evrim teorisini kabul etmiyorum diyorsan o ilacı da kullanmayacaksın, o telefona da elini sürmeyeceksin… Bu tabi ki bu bilgilerin mutlak doğru değişmez olduğunu kabul etmeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Ne zaman ki yeni çalışmalar yapılır, bilimsel süreç lerden yeni bilgiler çıkar ortaya onları kabul edersiniz. Bilimde körü körüne birşeylere inanmak, bağlanmak yer almaz…
Bilim ne olduğunu anlamak için nasıl bir süreç olduğunu, bilimsel yöntemi anlamalıyız. Öncelikle ‘bilim’ için TDK ne demiş bir göz atalım;
Türk dil kurumu - 'bilim'
1. isim Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim “Benim sizden istediğim Türkçe yardım, bazı eski yazılı bilim ve tarih gibi ciddi eserleri bana okumanızdır.” – H. E. Adıvar |
2. Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi |
3. Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci |
- Bilim bilme isteği, merakıyla başlar. (Konu-problem belirlenir. Bunun için ön gözlemler gerekir)
- Bilim araştırma içerir.
- En önemlisi bilim sistematiktir. Belirli aşamaları olan bir süreçtir.
Bilimsel yöntemi şema üzerinden rahatça anlayabiliriz. İşlem basamakları aşağıda görüldüğü gibi düz, değil tekrarlı ve geri dönütlü bir yoldur. Farklı şekillerde ifade edilebilmesine rağmen temelinde yöntem aynı işler. Gözlem, konu veya problemin belirlenmesinde süreci başlatır. Sonra konu seçilip konu üzerinde araştırma yapılır. Araştırma ve gözlem verilerine dayalı hipotez öne sürülür. Bu hipotez(neden sonuç ilişkisine dayalı tahmin) test edilir( deney yapılır) , test sonucu hipotezi desteklemiyorsa bir önceki basamağa geri dönülür. Testten elde edilen veriler ve araştırma verilerine dayalı yeni bir hipotez öne sürülür, testler tekrarlanır. Test sonuçları hipotezle uyumluysa artık hipotezimiz desteklenmiş olur. Tüm bu süreç belgelenir ve diğer bilim insanları da testleri deneyleri tekrarlayıp aynı sonuca ulaşılıp ulaşılamayacağını görebilir, ortaya çıkan yeni bilgiyi kendi araştırmasına kaynak veri olarak kullanabilir.
Belgelendirme aşaması en sevdiğim aşamadır. Özellikle sosyal medyada olsun, karşılıklı sohbetler olsun bir konu üzerine önem verilmesi için ‘bilimsel’ görünüm kazandırıp prim yapma çabasına şahit olduğumda ilk sorduğum sorudur. Bilginin kaynağı nedir? Bu bilimsel çalışmayı kim-kimler yürütmüş? Tabi ki bu soruların ardından , kendinden emin şekilde bahsettikleri konunun aslında gerçekliğini, bilimselliğini dikkate almadıklarını farkettiklerinde genelde bunu yediremeyen egoları da devreye girmesiyle konu farklı noktalara çekilir. Neyse konumuza dönelim.
Tamam en basit haliyle süreç bu şekilde işliyor dedik. Ortaya çıkan yeni ifadeleri nasıl tanımlıyoruz.
Teori (kuram)
Bir olgunun tekrar tekrar yapılan deney ve gözlemler sonucu , her seferinde doğrulanmış-desteklenmiş-kanıtlanmış açıklamasına teori ya da kuram denir.
Tabi halk arasında teori kelimesi olumsuzluk içeriyor: Soyut, desteksiz, kanıtsız düşünce ürünü…
Doğal olarak şu an gündemde yer alan evrim teorisinin müfredattan kaldırılması konusunda velilerin ve hatta öğretmenlerin değerlendirme sürecindeki ifadeleri ‘teori’ kelimesinin halk dilindeki haliyle kullanıldığı için yanlışlara düştüklerini gösteriyor. Ve bunun sonucunda konu inanç meselesine dönüşüyor. Evrime inanmak veya inanmamak söz konusu değildir. Evrim teorisi bilimsel bir olgudur. İtiraz etmek isteyen için yol bellidir. Yapılan araştırmalar deneyler belgelenmiştir. Açarsınız çalışmaları ve hata gördüğünüz yerlerle ilgili siz de bir çalışma yaparsınız, aksini gösteren bilimsel süreçten geçmiş bilgileri belgeleyerek sunarsınız.
Evrim teorisinde yer alan bilgiler, şu an herkesin elinde bulunan elektronik aletlerin, bindikleri arabaların, kullandıkları ilaçların vs temellerinde yer alan bilgilerin ortaya çıkmasında kullanılan yöntemle aynı süreçlerden geçerek oluşuyor. Eğer bilimsel yönteme bir itiraz varsa bu belirtilmeli ve denmeli ki doğru bilgiye ulaşmada bu yöntem sorunlu. Ama bunu sadece ( ucu inanca dokunuyor diye) bir konuda yapıp ve desteksiz , tutarsız, alelade yoksayma çabasıyla yapıp , yararına olan diğer herkonuda kabul etmek iki yüzlülükten başka ne olabilir? Evrim teorisini kabul etmiyorum diyorsan o ilacı da kullanmayacaksın, o telefona da elini sürmeyeceksin… Bu tabi ki bu bilgilerin mutlak doğru değişmez olduğunu kabul etmeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Ne zaman ki yeni çalışmalar yapılır, bilimsel süreç lerden yeni bilgiler çıkar ortaya onları kabul edersiniz. Bilimde körü körüne birşeylere inanmak, bağlanmak yer almaz…