Şu veya bu şekilde kendimizi bir tartışma ortamında bulabiliyoruz zaman zaman. Böyle durumlarda saygı sınırlarında kalmak çok önemli. Öncelikle karşıdaki kişiyi iyi dinlemek, konu bağlamını takip edebilmek tartışmanın yapıcı olmasında çok önemli. Ego tatmini, kibir içeren tartışma ortamında olduğunuzu anladığınız anda önerim, kaçarak uzaklaşın. Emin olun siz her ne kadar yapıcı bir ortam oluşturmaya çalışsanız da sonucunda sadece anlamsız bir kibir yığınında bulacaksınız kendinizi. Saygı kilit kavram bu ortamda…
Uygun bir tartışma ortamında ise dikkat edilmesi gereken diğer konu kanıtların geçerliliği ve argümantasyon sanatıdır.
Diğer bir örnek; olarak “Evrim var mıdır?” sorusu verilebilir. Evet diyen bilim insanları evrim mekanizmalarının kanıtlarını bilimsel araştırmalarıyla destekler. Bu iddiayı reddetmek isteyen biri kanıtların yeterli olmadığını göstererek bu işi rahatça yapabilir. Sunulan her kanıtı yine bilimsel yolla çürütme olanağına sahiptir. Ama evrim için sunulan kanıtların yeterli olmadığı dayanağıyla iddia çürütülürse bu evrimin olmadığını kanıtlamaz. Sadece evrimin gerçekleştiği iddiasının dayanaksız bir söylem olduğunu gösterir. Bu soruya hayır diyen bir insanın buna kanıt sunamayacak olması evrimin asla olmadığı veya olmayacağı iddiasının boş bir söylem olarak kalmasına sebep olur…
Burada sorun teşkil eden ince bir nokta vardır tabi ki;
Kanıtların Geçerliliği…
Anlamsız Ütopya
Uygun bir tartışma ortamında ise dikkat edilmesi gereken diğer konu kanıtların geçerliliği ve argümantasyon sanatıdır.
Tartışmayı oluşturan temel öğe argümanlardır. Bir kişinin öne sürdüğü argümanı dikkatle ele almalıyız.
Ortaya atılan bir fikri, söylemi, argümanı reddetmek onun aksinin iddia edildiği anlamına gelmez. Sadece o argümanın geçersiz olduğunu, yeterli dayanak bulundurmadığını gösterir. Eğer bir argüman yeterli dayanağının bulunmadığı, gerekçelendirilmediği veya yeterli kanıtlarla desteklenmediği sebebiyle reddediliyorsa bunun için bir kanıt aranmaz. Zaten sunulan kanıtların yetersizliği sebebiyle dayanaksız bir iddiadan öteye geçemez o argüman.
Argümanın kabul görmesi için argümanı ortaya atanların geçerli kanıt sunması gerekir…
Eğer bahsi geçen argümanın aksi savunuluyorsa o zaman iş değişir. Aynı gerekçelendirme aksi iddia için de geçerli. Aksi iddianın kabulu için de yeterli dayanaklandırma söz konusu olur.
Ortaya atılan bir fikri, söylemi, argümanı reddetmek onun aksinin iddia edildiği anlamına gelmez. Sadece o argümanın geçersiz olduğunu, yeterli dayanak bulundurmadığını gösterir. Eğer bir argüman yeterli dayanağının bulunmadığı, gerekçelendirilmediği veya yeterli kanıtlarla desteklenmediği sebebiyle reddediliyorsa bunun için bir kanıt aranmaz. Zaten sunulan kanıtların yetersizliği sebebiyle dayanaksız bir iddiadan öteye geçemez o argüman.
Argümanın kabul görmesi için argümanı ortaya atanların geçerli kanıt sunması gerekir…
Eğer bahsi geçen argümanın aksi savunuluyorsa o zaman iş değişir. Aynı gerekçelendirme aksi iddia için de geçerli. Aksi iddianın kabulu için de yeterli dayanaklandırma söz konusu olur.
Örneğin; “Yaratıcı vardır” iddiası yeterli kanıtla desteklenemediği için reddedilebilir. Ancak bu yaratıcı yoktur iddiasının savunulduğunu göstermez. Aynı şekilde yaratıcı yoktur iddiası kabul görmesi mümkün olmayan bir iddiadır. Zaten inançtan da bu durumun sonucu olarak bahsedilebilir. Agnostik yaklaşıma göre “yaratıcı var mıdır?” sorusuna verilecek cevap gerekçelendirilemeyeceği için eşit olasılıkta görülür. Bu bilimsel mantık yaklaşımıdır.
Diğer bir örnek; olarak “Evrim var mıdır?” sorusu verilebilir. Evet diyen bilim insanları evrim mekanizmalarının kanıtlarını bilimsel araştırmalarıyla destekler. Bu iddiayı reddetmek isteyen biri kanıtların yeterli olmadığını göstererek bu işi rahatça yapabilir. Sunulan her kanıtı yine bilimsel yolla çürütme olanağına sahiptir. Ama evrim için sunulan kanıtların yeterli olmadığı dayanağıyla iddia çürütülürse bu evrimin olmadığını kanıtlamaz. Sadece evrimin gerçekleştiği iddiasının dayanaksız bir söylem olduğunu gösterir. Bu soruya hayır diyen bir insanın buna kanıt sunamayacak olması evrimin asla olmadığı veya olmayacağı iddiasının boş bir söylem olarak kalmasına sebep olur…
Burada sorun teşkil eden ince bir nokta vardır tabi ki;
Kanıtların Geçerliliği…
Kavgaya dönüşen tartışmaların çoğunun sebebi bir tarafın kanıtları geçerli ve yeterli görüp diğer tarafın bu kanıtları geçersiz ve/veya yetersiz görmesinden kaynaklanıyor. Buna hemen hemen bütün tartışmalarda rastlamak mümkün. İşte bu sebeple de derinlemesine bir tartışmaya girmeden önce tartışmanın mantıksal zeminini konuşmak oldukça önemli. Özellikle kanıtların geçerliliği üzerine bir karara varılmalı.
Bu konuda ise sorunsuz, en güvenilir yol bilim yolu olarak karşımıza çıkıyor. Peki bilim çerçevesinde belirlenen bir mantık zemine nasıl güvenebiliriz? Bilgiye ulaşma ve bilgiyi kabul etmede nasıl bir yol izlemeliyiz? gibi bilgi felsefesinin temel sorularını ayrıca incelemek gerekir.
Anlamsız Ütopya